1. Haberler
  2. Genel Haberler
  3. Muğla, CHP’nin Adalet ve Çevre Paneline Ev Sahipliği Yaptı

Muğla, CHP’nin Adalet ve Çevre Paneline Ev Sahipliği Yaptı

featured

MUĞLA HABER – CHP’li Gökçen, CHP’nin parti programı hazırlıkları kapsamında düzenlenen “Adalet Buluşmaları” Muğla’da düzenlendi.

Muğla Türkan Saylan Çağdaş Yaşam Merkezi’nde CHP’nin düzenleyeceği “Çevre, Ormanların Korunması ve Anayasa” konulu panel ile ilgili basın toplantısı yaptı.
CHP Gölge Adalet Bakanı ve İzmir Milletvekili Gökçe Gökçen, Aydın Milletvekili ve TBMM Adalet Komisyonu CHP Grup Sözcüsü Süleyman Bülbül ile Muğla Milletvekili ve TBMM Adalet Komisyonu Üyesi Cumhur Uzun, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, Menteşe Belediye Başkanı Gonca Köksal, Muğla CHP İl Başkanı Zekican Balcı, CHP Muğla Gençlik Kolları, STK üyeleri ve çok sayıda partili katıldı.


CHP’li Gökçen, bugün Muğla’da düzenlenen “Çevre, Ormanların Korunması ve Anayasa” konulu panelde Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a sert eleştirilerde bulundu. Gökçen, Adalet Bakanı’nın geçtiğimiz günlerde yaptığı, “yargımızın karalanmasına asla müsaade etmeyeceğiz” açıklamasına tepki göstererek, Türkiye’deki adalet sistemine yönelik yaşanan skandal bir olaya dikkat çekti. Gökçen, bir hâkimin adaleti sağlamak için doğru bir şekilde davaya bakmasının ardından Samsun’a sürülmesini örnek göstererek, bu durumu Adalet Bakanı Tunç’a sordu: “Yargının karalanmasına karşı olduğunu söyleyen Bakan, bu tür olaylarla ilgili ne zaman işlem yapacak?”
Gökçen, “Adalet konusuyla ilgili konuşmaya gelirken ne yazık ki Adalet Bakanı Yılmaz Tunç şunu söylemiş; ‘ yargımızın karalanmasına asla müsaade etmeyeceğiz.’ Bu cümleyi gördüğümde aklıma doğrudan şu geliyor. Bir hâkim var ahmak davasına bakıyor, ahmak davasında ahmak kelimesinin kime ifade edildiğini biliyor bunu söylüyor ve bunu söylediği için yani aslında davaya daha adil bir şekilde baktığına dair bir takım işaretler verdiği için Samsun’a sürülüyor. Daha sonra İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nde AK Parti’nin bir yetkilisi diyor ki ‘o hâkimi neden Samsun’a sürdüğümüzü birazdan size açıklayacağım’ ve bunu kameralar önünde yapıyor. Buradan Adalet Bakanı’na seslenmek istiyorum. Kendisi hâkimler ve savcılar kurulu başkanı olma sıfatıyla bu cümle ile ilgili ne zaman işlem yapacak? Yargının karalanmasını izin vermeyeceğini, izin vermiyorsa bu cümlelerle ilgili inceleme başlatarak işleme başlayabilir” diyerek sözlerine devam etti.


CHP’li Gökçen, partisinin “İkinci Yüzyıl Değişim Kurultayı”nda ortaya koyduğu katılımcı parti programı yaklaşımını hatırlatarak, bu buluşmaların Türkiye’nin her köşesinden gelen halkın deneyimlerinden beslenerek şekilleneceğini söyledi. Gökçen şu sözlere yer verdi;
“22 yıllık bir iktidarın karşısında ve o iktidarın Muğla gibi şehirlerimize doğaya çevreye hayvanlara verdiği zararı konuşacağız elbette ama 22 yıllık iktidarı aynı zamanda alternatifi ne olabilir bizler ne yapabiliriz? İktidara geldiğimizde çevre, doğa ve ormanlarımız ile ilgili neler yapacağız? Bizim için daha önemlisi bu aslında. Karşımızda bir şeylerin yanlış gittiği, karşımızda adaletsizlik ve büyük bir yıkım olduğu çok açık. Bu yıkıma karşı bizlerin nasıl yol izleyeceği tam olarak sizlerin bize anlatacağınız tecrübelerden geçiyor. Ve bu deneyim paylaşımı karşısında biz sizleri dinleyeceğiz söylediğiniz her şey raporlanacak ilçe örgütlerimizden almış olduğumuz raporların hepsini derleyip bir araya getireceğiz. İl örgütümüzün bize vermiş olduğu raporları değerlendireceğiz. Bugünlük bir sonuç belirgisi paylaşacağız ama devamında ayrıntılı raporlamayı arkadaşlarımız gerçekleştirecek. Bunu hangi çalışma kapsamında yapıyoruz. , 4-9 Eylül tarihlerinde ‘İkinci Yüzyıl Değişim Kurultayı’nda gerçekleştirmiş Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu kurultayımızın iki gününü program çalıştayına ayırdık. Parti programımızı oluştururken kurultay delegelerimiz bize şunları söyledi. Kurultay delegelerimiz hem dijital demokratik katılım yoluyla hem de demokrasi ve adalet masasında her birinin anlatımıyla bu süreci katılımcı bir şekilde tarif etmemizi ve Türkiye’mizin 7 bölgesinden bütün vatandaşlarımızı sürece dahil ederek bir parti programı çıkartmamızı, dolayısıyla bu programın yalnızca masa başında yazılan akademik metin olmanın üzerinde olmaktan öte yaşayan bir metin olması ve bu topraklarda gerçekleşen mücadeleleri bize gösteren bir metin olması. Bu yüzden hepimiz tarafından sahiplenilecek ve yaşamaya devam edecek bir belge olması amaçlanıyor kurultay delegelerimiz tarafından. Bizde bu kapsamda gölge adalet bakanlığımız olarak Türkiye’nin 7 bölgesinde bu buluşmaları gerçekleştireceğiz.”

Gökçen, Muğla’daki “Adalet Buluşmaları” etkinliğinde çevre sorunlarına dair önemli mesajlar verdi. Gökçen, çevre başlığı için Muğla’nın seçilmesinin ardında güçlü bir sebep olduğunu vurguladı. Akbelen Direnişi’ni ve Muğla halkının ormanlarına, doğasına sahip çıkma mücadelesini örnek göstererek, “Muğla halkı sadece üzülmekle kalmayıp, yaşadığı olumsuzlukları bir hak mücadelesine dönüştürdü. Bizler de bu direnişi, bu adalet talebini sahipleniyor ve bundan güç alıyoruz” dedi.
“Çevre başlığı için Muğla’yı seçmemizin tabii ki önemli bir sebebi var. Hem Akbelen Direnişi ile hem topraklarına, ağacına sahip çıkan insanı ile, orman yangınları sırasında yaşadığı olumsuzlukların, devletsizliği hissetmenin ardından bu üzüntüsünün devamında bunu bir mücadeleye çeviren sadece oturup üzülmekle, şikayet etmekle kalmayan ama bunu bir hak mücadelesine bir adalet talebine dönüştüren halk olduğu için Muğlalıları seçtik. Ve ne kadar doğru bir şey yaptığımızı katılımlarınızla görüyoruz. Hem ormanların koruma yükümlülüğüne rağmen korumamayı seçen, yangın çıktığında bunu söndürmemeyi seçen ya da söndüremiyorum diye bir acizlik ifade eden yönetim varken diğer tarafta da ormanlarımız yok olduktan sonra o alanlara başka planlar kuran küçücük bir akılla karşı karşıyayız. Bütün bunlara rağmen anayasaya aykırılığın bir yönünü de burada görürken anayasasızlaştırma projesine karşı direnenler var. Ormanını, ağaçlarını, köyünü, doğasını aslında ülkesini koruyan var. Bütün olumsuzluklara rağmen önümüzde umut dolu bir gelecek var çünkü bu umudun sizlerin burada ki varlığından, deneyimlerinizi paylaşmasında mücadelemizde buluyoruz. Aslında umudu birbirimizde buluyoruz. Bütün olumsuzluklara rağmen önümüzde umut dolu bir gelecek var çünkü bu umudun sizlerin burada ki varlığından, deneyimlerinizi paylaşmasında mücadelemizde buluyoruz. Aslında umudu birbirimizde buluyoruz. O yüzden şunu söylüyoruz, adaletsizliğin var bir çaresi onun da adı Cumhuriyet Halk Partisi” diyerek sözlerine son verdi.
Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, CHP’nin düzenlediği “Çevre, Ormanların Korunması ve Anayasa” panelinde, Muğla’daki çevre mücadelesine ve yaşanan zorluklara dikkat çekti. Aras, Muğla’nın rantın bol olduğu bir bölge olduğunu belirterek, iktidar ve yandaşlarının bölgede yoğun faaliyet gösterdiğini ifade etti. “Muğla’da kıyılardan madenlere kadar her tarafta bu baskıları yaşıyoruz. Tek imza ile yapılan plan değişiklikleri ve iptal edilmeyen davalar, hepimizin karşılaştığı sorunlar” dedi.
Ayrıca Aras, bu toplantının Muğla’da yapılmasının çok önemli olduğunu vurgulayarak, “Muğla’da büyük bir mücadele var. Toprağını, suyunu, havasını, yaşamını korumaya çalışan Muğlalılar, köylülerimiz, aktivistler, çevre âşıkları ve yurtseverlerle büyük bir mücadele veriliyor. Ortak platformumuzu daha da güçlendirmemiz gerekiyor. Bu mücadele ancak birlikte olursak başarılı olabilir” diye konuştu.


Aras, yerel yönetim olarak bu mücadelenin tam içinde olduklarını belirterek, Deştin ve Akbelen’deki direnişlere de değindi. “Bugün Deştin’de, Akbelen’de yaşadıklarımızı ortaya koyarsak bu birlikteliği tam anlamıyla sağladığımızı söylemek zor. Oradaki insanlar yalnız kalıyor, bunu görebiliyoruz. Milas’ın nüfusu 150 bin, ama Milas’ı koruyan bir avuç insan var. Belki herkesin gönlünden geçiyor ama kimse konforundan ayrılıp da sokağa çıkıp bir şey söyleme niyetinde değil. Sadece oturduğu yerden sosyal medya kahramanlığı yapanlar var” dedi.
Aras, mücadeleye katılımın yetersizliğine rağmen, direnişin her geçen gün büyüyeceğine inandığını belirterek, “Asıl olan, tüm gücüne rağmen mücadeleye geçmektir. Yoksa orada gördüklerini terörist ya da marjinal grup olarak görüp, baskılarla yıldırmaya çalışıyorlar. Bizi de yıldırmaya çalışıyorlar. Deştin’de çimento fabrikası yapmaya çalışanlar, buradan kendilerine basın kuruluşları satın almışlar, sabah akşam bizimle uğraşıyorlar. Bu tamamen asimetrik bir savaş, karalama üzerine bir yaklaşım. Bunu kesinlikle kabul etmiyoruz. Bizi kimse yıldıramaz” ifadelerini kullandı.
Aras, basın yolu ve sosyal medya üzerinden yapılan saldırılara da değindi. “Basın yoluyla, sosyal medyadan, ne olduğu belirsiz hesaplar üzerinden bizlere saldırmasınlar, hiçbir işe yaramaz. Halkımız kimin ne olduğunu çok iyi biliyor. Kimin ne amaçla ormanlarımızı, suyumuzu, toprağımızı, havamızı yok etmeye çalıştığını çok iyi anladı” dedi.
Son olarak, Aras, mücadeleyi hukuki olarak ve gerektiğinde yerinde bizzat bulunarak sürdüreceklerini belirtti: “Sonuna kadar mücadelemizi hukuken ve gerektiğinde olay yerinde bizzat bulunarak sürdüreceğiz. Mümkün olduğunca bu tahribatı engellemeye gayret edeceğiz. Bu toplantıyı çok önemsiyorum. Buradan çıkacak sonuç, parti programımıza da büyük bir katkı sağlayacaktır.”


Menteşe Belediye Başkanı Gonca Köksal, şunları kaydetti:
“Yerel yöneticiler olarak göreve başladığımız günden itibaren bu alandaki mücadelenin içinde yer aldık. İlk günden beri, ‘Ne yapabiliriz?’ sorusuyla kafa yoruyoruz. İklim değişikliği, çevre tahribatı ve her alanda ağaca, kadına, çocuğa yapılan saldırılar… Bunlar hepimize yönelik bir saldırıdır. Buna seyirci kalmamamız gerektiğini düşünüyoruz. Yerel yöneticiler olarak bizim yapabileceğimiz neler var? Afetler, depremler, orman yangınları hep gündemimizde. Hem afet öncesinde, hem afet anında, hem de afet sonrasında ne yapacağımızı planlayacağız. Ancak asıl mesele adaletin sağlanmasıdır. Burada yapılacak her bir tartışma ve atılacak fikir tohumunun, ülkemizin aydınlık geleceği açısından büyük bir önemi olduğuna inanıyorum.”
CHP Muğla İl Başkanı Av. Zekican Balcı, Muğla’da düzenlenen “Adalet ve Çevre” temalı panelde, 22 yıllık AK Parti iktidarının doğa ve çevreyi talan ettiğine dikkat çekerek, Muğla’nın en çok zarar gören şehirlerden biri olduğunu vurguladı.
Balcı, Aslında “Adalet ve Çevre” temalı bu toplantının Muğla’da yapılıyor olması bir tesadüf değildir. 22 yıllık AK Parti iktidarının en çok tahrip ettiği kentlerin başında ne yazık ki Muğla’mız gelmektedir. Doğa’ya, ağaçlara, hayvanlara, suya, kısacası hayata karşı hiçbir sevgi beslemeyen bu zihniyetin vahşetinden en çok zararı Muğla ve Muğlalılar gördü. Kıyılarımızı, ormanlarımızı, su kaynaklarımızı rant uğruna yok ettiler. Para ve güçten başka hiçbir değer yargıları olmadığını her fırsatta gösterdiler. Liyakatsizlikleri sebebiyle yangınlarda binlerce hektar ormanlık alanlarımızın yok olmasına engel olamadılar, maden ruhsatlarıyla dağlarımızı talan ettiler. Akıl ve bilimden uzaklaşarak, küresel ısınmanın ve iklim değişikliklerinin acımasız gücüne aldırmadan su kaynaklarımızı yok ettiler. Kadim şehrimiz İstanbul’a ihanet ettiğini açıkça ifade eden tek adam, aynı ihaneti dünyanın en güzel kenti olan Muğla’mıza da yapmak için gözünü kararttı. Çevrenin, sermayenin yağma ve talanına açıldığı, ekonomik krizden çıkış yolu olarak doğanın bir meta olarak sunulduğu, kendi zenginlerini yaratma sürecinde doğal ve kültürel varlıklarımızın belli sermaye gruplarına aktarıldığı bir siyaset anlayışının ülkemizi getirdiği nokta bir felakettir. Bu yağma ve talan düzeninin kurbanları Kaz Dağları’dır, Hasankeyf’dir, Cerattepe’dir, Salda Gölü’dür, Okluk Koyu’dur, Akbelen’dir, Deştin’dir. Medeni toplumlarda hükümetler, hukuk ve mevzuat tanımayan kişilerden doğayı ve çevreyi korurken ne yazık ki Türkiye’de bunun tam tersi oluyor. Yurtsever vatandaşlarımız, sivil toplum örgütlerimiz ve çevre platformları, memleketimizin ağacını, hayvanını, dağını, taşını, toprağını ve su kaynaklarını gözü dönmüş tek adam rejiminden korumak için amansız bir mücadele veriyorlar. Cumhuriyet Halk Partili belediye başkanlarımız da cennet Muğla’mızın doğasını ve kültürel değerlerini korumak için ekolojik duyarlılıkla hareket ediyorlar ve iktidarın her türlü baskına direnerek talana karşı net bir irade ortaya koyuyorlar. Doğanın ve ortak yaşam alanlarının korunması için toplumun tüm kesimleriyle birlikte bu örgütlü mücadeleyi sonuna kadar sürdürmek zorundayız. Çünkü “Kötülüğün zaferi için gerekli olan tek şey, iyilerin hiçbir şey yapmamasıdır” dedi.
CHP Muğla İl Başkanı Av. Zekican Balcı, AKP iktidarının 22 yıllık dönemde Türkiye’yi çevre felaketleri ve adaletsizliklerle karşı karşıya bıraktığını belirterek, adaletin yok edilmesinin ülkenin temel sorunlarından biri olduğunu vurguladı. Balcı, “Adalet mülkün temelidir” diyerek, AKP’nin adaletsiz yönetiminin doğa, hayvanlar, kadınlar ve çocuklar gibi tüm canlılara zarar verdiğini ve bu adaletsizliğe karşı mücadeleye devam edeceklerini söyledi.
Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül, şunları söyledi:
“Türkiye’de güçler ayrılığı denilen sistem, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile tamamen ortadan kalktı. Saraya bağlanan yargı ve yasama organları ile birlikte Meclis’in etkinliği yok sayıldı. Geçen hafta, Noterlik Kanunu ve diğer kanunlarda değişiklik yapılmasına ilişkin bir torba yasa çıkarıldı. Bu yasalarda, ormanlık alanlarda cezaevi ve adli tesis yapımına yönelik düzenlemeler de yer alıyordu. Ancak, Anayasa Mahkemesi bu düzenlemeyi iptal etti. Anayasa Mahkemesi, ormanlık alanlarda kamu yararı olsa dahi hiçbir tesis yapılamayacağını net bir şekilde belirtti. Fakat Anayasa Mahkemesi’nin verdiği bu karara rağmen, Saray’daki kurumlar TBMM’ye yeniden aynı konuda bir yasa teklifi gönderdi. Biz Adalet Komisyonu’nda, ‘Anayasayı ihlal ediyorsunuz, böyle bir karar varken neden bu yasayı tekrar getiriyorsunuz?’ diye sorduk, ancak bir cevap alamadık. Çünkü artık her şey Saray’a bağlanmış durumda. Saray’dan alınan talimatlarla her şey yürütülüyor.
Türkiye’nin her tarafı tükenmiş durumda, ormanlık alanlar ise cezaevleri için kullanılmaya çalışılıyor. AKP iktidarında 404 cezaevi yapıldı ve bunların 285’ini inşa etmekle övünüyorlar. Övündükleri şey, hak ve özgürlüklerin, yaşam hakkının hiçe sayıldığı, adalet çığlıklarının duyulmadığı bir toplum haline dönüşmüştür. Anayasa artık rafa kalkmış, yok sayılmıştır.
AK Parti iktidarı, doğa ve çevre katliamlarının, her alanda adaletsizliğin temeli haline gelmiştir. Bu nedenle, Akbelen’de ve ülkemizin dört bir yanında çevre için mücadele veren kardeşlerimize destek olmak, bizim en önemli görevimizdir. Her zaman tahrip projelerine karşı durduk ve durmaya da devam edeceğiz. Gerekli direnişleri yapmaya, mücadele etmeye devam edeceğiz. Sadece salonlarda değil, meydanlarda, sokaklarda ve ormanlarda da direnmeye devam edeceğiz. Direnerek, 2028’de CHP’nin iktidarını hep birlikte getireceğiz.”

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Muğla, CHP’nin Adalet ve Çevre Paneline Ev Sahipliği Yaptı
Yorum Yap
Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Muğla Haber - Muğla Sıcak Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!